30 Kasım 2012 Cuma

Kış ve bulut-Yağmur ve Kar

Kış iyice geldi değil mi artık?

Bugün kışın kullanmaktan çok keyif aldığım şallarımı yıkadım, ütüledim, yerleştirdim.


Sevgili pek alışık değil ama sayemde oda oldu.
Eee kendiminkileri yaptım onunkileri yapmasam olmazdı.


Çizmeleri çıkarıp temizledim, boyadım.
Dolabın içinde onlara yer ayarladım.


Kış için ideal olan el-ayak kremlerimi elimin altına yakın bir rafa indirdim.
Dudakları korumak lazım.
Bir adet çantaya bir adet banyoya Dudak balmı.


Evet artık kışa hazırım.
Gönül rahatlığı ile seslenebilirim.

Hadi artık yağmur-kar.
Islak park banklarını, Toprak kokusunu,
Üşümeyi ve ıslanmayı özledik.

29 Kasım 2012 Perşembe

Canı istemeye görsün!

Mutfak konusunda başarılı olmanın en güzel yanı;
 sanırım canının istediği lezzetleri ağzına tadı geldiği an kakıp yapmak.

Geçen gün ocağımın üstünde yemeğim olmasına rağmen burnuma gaipten 
BİBER DOLMASI kokusu geldi.


Hiç vakit kaybetmeden kalkıp 4 adet zeytin yağlı biber dolması yaptım.
Evde iki kişiyiz zaten.
Benim az yediğimi düşünürsek bize 4 adet fazla bile geldi ama olsun.
O an istediğim o olduğu için zevkle,
yalana yalana yedim.
:)


Aradan bir kaç gün geçmişti ki gece vakti tam yatmaya hazırlanırken bu seferde 
Aklıma birden kabak tatlısı düştü.
Allah'tan doğranmış halini alıp dolabın diplerine atmışım.
Hemen harekete geçtim.
Akşamdan şekerin içine yatak hazırlayıp,
şekere yatırdım kabakcıklarımı.
:D

En son dün saygı değer canım bol ceviz ve nar ekşisi aşkı ile harmanlanmış 
kuru biber dolması çekince...

İşte Sonuç;




26 Kasım 2012 Pazartesi

Fuar günlüğü ve D&R çıkarması!

Pekala millet işte buradayım :D
Umarım hafta sonunuz Cupcake tadında geçmiştir.


Cuma günü arkadaşımı ayartıp Fuara götürdüm.
Daha doğrusu arkadaşcığım benimle geldi.
(Kızı da aç bilaç sürükledim ya)

Almak istediğim bir çok kitap vardı ama gönlüm bir türlü fazla istemedi.
Tatmin etmeyen bir şeyler vardı.
Ya fiyatlar ya başka bir şey bilmiyorum.
Benim asıl amacım zaten Canan Tan imzası almaktı.
Aldım da :D


İşte fuar çıkarmaları.
Bu arada Piraye hariç diğerleri 5tl ye aldım.
Çok mutlu ve mesudum :)


Üst fotoğrafta görmüş olduğunuz yığın ise devamlı alışveriş yaptığım Kitapçımdan almış olduklarım.
Henüz hiç birini okumadım.
Seri olduğu için ara vermeden okumak istiyorum.
Bakalım ne zaman beni çekecek.



Hava güzel olmasına rağmen biz iki günde evdeydik.
Elimiz bir türlü kapıya gitmedi.
Sevgili bana soruyor ben sevgiliye;
Çıksak mı? diye.
Ama bir türlü toparlanıp dışarıya adım atamadık.
Hal böyle olunca izlememiz gereken filmlere ağırlık verip.
Oturduk tüm hafta sonu film izledik.


Arşivimde eksiklerim vardı.
İlk fırsatta almaya niyetlenmiştim ki D&R indirim reyonunda görünce bir kaç tanesini aldım.
Aldıklarım en sevdiklerim listesinde ilk sıradalar.


(Daha ayrıntılı görmeniz için)
Fotoğrafta gördüklerinizin hepsini tavsiye ediyorum.
Aman diyim kesin izleyin :)

Yeni film ve kitaplar gelince yapmayı en sevdiğim şey bu!
Led  yanına yığmak.
Güzelde duruyor yani.
:)) 





23 Kasım 2012 Cuma

Dert sende-Derman bende!

Arkadaş "kafam dehşet karışık buluşup, konuşmamız lazım" diye arayınca,
İşi gücü
Pılı pırtı 
bırakıp attım kendimi sokağa.

İlk önce arkadaş bu işlerden anladığımı iddia ettiği için
onu yakın zaman önce benimde alışveriş yaptığım ki kendisi Bu Post'da
Rossmann mağazasına götürüp, 
Tek eksiği krem olmasına rağmen bir sürü ıvır zıvır aldırdım
:)



Görmüş olduklarınız Dıadermıne ürünleri.
Nemlendirici krem deyince dıadermıne'den başka isim tanımam zaten. 
Krem öyle olunca diğer ürünlerde aynı markadan denk geldi.
:) 

Fotoğrafta görmüş olduğunuz bir alana bir bedava logolu ürün kremin kendisi.
(İkili 22tl)
Ve paylaştık böylece benim paketin açılmasını,kullanılmayı bekleyen 
kozmetik ürünlerime bir yenisi daha eklenmiş oldu
:)

Günün geri kalanına yeni açılış yapmış olan Ada Cafe'de devam ettik.
Kahve içip, nargile dumanı ile dertlerimizi gökyüzüne üfürdük...


20 Kasım 2012 Salı

Anne'min Isparta çıkarması!

Annem Isparta'ya kadar gider de bana bir şeyler almaz mı?
Alır tabi ki!


Isparta'dan gelenin elinde gül içeren ürünler olmazsa kapıdan içeri almıyorum.
(Hani yazayım ona göre gelin)
:D

Anne'ci'kim de zulalamış güllü ne varsa.
Bende içinden seçtim.
Gül kremi, Güllü Vücut ve yüz sabunu.

Bugünde ben bir çılgınlık yapıp kendime (Yine ihtiyacım olmamasına rağmen) ayakkabı aldım.
Bakırköy'de gezerken önce herşeye dur dedim.
İhtiyacım olmayan hiç bir şeye elimi uzatmadım.
Taa ki bu ayakkabıyı görene kadar.




Her neyse aldım. Pişman mıyım?
Hayır!
Vicdan azabı çekiyor muyum?
Hayır!

Şimdi mutlu mutlu evin içinde geziniyorum 
:)



18 Kasım 2012 Pazar

Acılı bir Aşk!

Bu hafta sonumu uzun zamandır görüşemediğim arkadaş grubuma ayırdım.
Sıkı bir çiğköfte partisi yapmak gerekirdi.

Yapıldı da...


Çiğköfte eşliğinde Jim Carrey abimizin bir filmini izledik.
Bu adamın normal bir filmi yok mu?.. 
Serzenişlerimi bilen arkilerim bu filmini bulup getirmişler.

Çok da iyi yapmışlar.
Çok güzel bir gerilim filmiydi.

Kocaman dişli ve sırıtık suratını unutmama da çok yardımcı oldu.


Filmi tavsiye eder acılı çiğköfteyi fazla abartmadan orta miktarda yemenizi öneririm.

Sevgiyle

15 Kasım 2012 Perşembe

Mahremiyet ve Masumiyet!

Bu kadar ince bir kitap elimde nasıl bu kadar uzun süre kaldı anlayamadım.
Başlayınca da yarım bırakmayı sevmiyorum.

Sanırım yanlış bir kitap seçtim bu sefer. 
Elif Şafak'ın ilk "Aşk" kitabını okudum.
Bir kaç noktasında beni hayal kırıklığına uğratsa da genel olarak zevkle okuduğum bir kitaptı.


Ama Mahrem...
Mahrem konusunda aynı fikirde değilim. 

Hatta son 20 sayfanın güzelliği bile kitabın hafızamdaki yerini değiştirmedi.
Kitap başından sonuna kadar birbirinden bağımsız hikayelerden oluşuyor.
Ama şunu inkar edemem tabi ki
Sonunu yani hikayeleri birbirine muhteşem şekilde bağlamış ki.

Pat diye donup kalıyorsunuz.
Dedim ya İşte ne oluyorsa o son sayfalarda oluyor.


Yine de öylesine okudum ve bitirdim.
Ben pek hayal olduğunu belli eden kalemlerden hoşlanmıyorum.

Sanırım biraz daha mantık yönüm ağır basıyor.
Benim için çok çok fazla hayal ürünü anlatıma sahipti.



Zaten yapmayı sevmediğim şeylerden biri,
Yorumları okuyup kitabı almak.
Ama bu kitapta bunu yaptım. Önce yorumları, okuyanların fikirlerini okuyup öyle aldım.
Ve yanıldım...



O yüzden kitap alırken. Biraz kapağına, biraz arka kapağına
Bolca da hislerime bakıyorum.

Ve hoppp, satın alıyorum.
Kitabı elime alınca bana hissettirdikleri yetiyor onun benim olmasına.


Ve bir daha böyle bir hata yapmayacağıma 
kendime söz veriyorum.

O yüzden bu postum da kitapla ilgili çok bir şey anlatmayacağım.
Yukarıda okuma hallerimi görüyorsunuz. Genel olarak oyalanacak hep bir şeyler almışım kitabın yanına.
Dedim ya beni; benim istediğim gibi saramadı bu "Mahrem"

(İşte o yüzden; Okuma yönünüzü hisleriniz belirlesin...)

Sevgiyle!



14 Kasım 2012 Çarşamba

Mantıları eritmek için Turnuva!

Ve geçen Cuma gününün atraksiyonlarını paylaşmaya geldi sıra.
Format sorunlarını hallettik sayılır.
(Yıl 2013 olmak üzere biz hala formatla uğraşıyoruz Tee Allahımm)

Evet, neyse...
Malumunuz geçen hafta hazır gıdalara yönelmiştik.

Ama bu hafta el emeği olması konusunda bayağı debelendim.
Ve annemin hazırlayıp, dolabıma zulaladığı mantıları konuklarımıza ikram ettim. 


Sonrasında ise uzun zamandır denemek istediğim tarifi Ağlayan Kek yaptım.


Ve siz siz olun benim gibi küçük bir kabın içinde yapmaya çalışmayın.
Üzerine dökülenler fazla gelince her yandan çikolata sosları, kremşanti beyazları fışkırıp durdu.
Sonra aklıma paketlemek geldi ve Streçle  her tarafını sardım sarmaladım.
Böylece sosları zaptetmiş oldum.


Bu arada kuruyemiş kaselerini neden flaşlı çektiğim konusunda hiç bir fikrim yok
:)


Pekala...
Gelmek isteyenleri bekler hepinize Sevgilerimi sunarım









12 Kasım 2012 Pazartesi

Haftanın ilk güzel günü!

Bugün yayınlamak için aslında cuma turnuvası ile ilgili güzel bir post hazırlamıştım ki,


Notebook'um artık isyanlardan bu akşam format atmayı düşündüğüm için tüm programlarımı ve dosyalarımı düzenledim.

Ve bu düzenleme arasında bir çok dosyamı nereye sıkıştırdım hatırlamıyorum
:)

O yüzden bu sabah Arkadaşım ile yaptığımız kaçamağın fotoğrafını çekip Pazartesi sendromu çekenlere iyi gelsin diye yayınlamaya karar verdim.

Benim gibi Pazartesi gününü sevenlere ise kocaman bir öpücük :)

(İçinizden "Nereden çıktı bu format işi yaa :( Bu fotoğraf ile yüz yüze kalmak zorunda bıraktı bizi..."
Dediğinizi duyar gibiyim)
;-))

Sevgimle...

9 Kasım 2012 Cuma

Ön Hazırlık!

Güneşi gördüm attım kendimi sokaklara.
Sıkı bir market alışverişinden sonra akşam yapılacak olan Pes turnuvasının hazırlıklarına başlamak için rotamı mutfağa çevirdim.


Arada da gelip size yazdım.
Çok azim'liyim...  ÇOK!
:)

8 Kasım 2012 Perşembe

Mevsimin ilk vurgunu!

Hani hastalık yavaş yavaş sindire sindire ağır ağır gelir yaa.

Ve kişi bunu hissedip çaya, çikolataya, meyveye saldırır yaa.

Ama o saldırıya geçmiştir bir kere ve sizi boş anınızda yakalamıştır yaa.

Artık bünyeye vitamin depolamak hiç çare etmez yaa.

Hah işte bu moddan biraz hallice bir Deniz var şimdi karşınızda...

:D

Sevgiyle!..


7 Kasım 2012 Çarşamba

Lezzet aşk'ına

Şu kısacık hayatta sevdiğiniz şeylere,
Sevdiğiniz herşeye biraz daha fazla değer verirsiniz.
Ve bu sevginizi hissetmeleri için sık sık onların yanında olursunuz!

İşte benim sevgimi hissetmesini istediğim ve her zaman onun yanında olacağımı haykıra haykıra bağırdığım,
alacağım kilolara rağmen yerken çok keyif aldığım yiyecekler arasında olan lezzet...


Ha sevme sebeplerimden biride sanırım yememe rağmen kilo almamam.
Alsam da hemen dikkat edip vermem.

Yoksa hayatta ağzıma sürmem :)
(Böylede terk ederim yani)
:D


6 Kasım 2012 Salı

Dünden sonra Bugün!


Sabaha Doğadan bardağına Lipton poşet çay koyup tabuları yıkarak başladım.


Dünkü Yoğunluktan sonra Tek başıma kalıp bunalıma girmeyeyim diye,
Hemen kendime bir keyif kahvesi yapıp kitabımı kucakladım.


Şimdi hayallere dalmak için kitabın sayfalarını koklamaya başlıyorum.



5 Kasım 2012 Pazartesi

İlk kez Sürpriz Bir Doğum günü!

3 Kasım günü bir çok sevdiğimden tebrik beklememe rağmen arayan soran çok az oldu.
Sanırım herkes benimle aynı fikirde değil.
Büyüdükçe Doğum günü kutlamaya gerek duymuyorlar.

Neyse!..
Gelelim asıl mevzuya.

Hep sürpriz doğum günü organizasyonları yapan ben olurdum.
İnsanları mutlu etmek en keyif aldığım Duygu.

Ama bu yıl bir ilk'i yaşadım.
Sevgili arkadaşım Zeynep bugün bana Bir sürpriz yaptı.

Yapmamız gereken işleri yapmak için onu çağırmıştım ki elinde kocaman bir pasta ile geldi.



Sonra iki arkadaşım daha ortama adım attı.
Ve Sakin, Dingin bir doğum günü kutladık :)
Biraz sohbet, Bol kahkaha ve bir duman nargile...

Ama Asıl Parti haftaya hala eksikleri tamamlamaya çalışıyorum
:)
  

Yaş oldu 22
Bir yıl daha olgunlaşmam için beni yormakla geçti gitti.

Tam olarak söylemeye alışamasam da aram şimdilik 22 yaşla çok iyi 
:D



4 Kasım 2012 Pazar

Arkadaş gecesi Hasret'i



Pazartesi yeni gitti, Yine geliyor.


Öyle bir koşturma hali içinde kendimi bile zor görüyorum.

Şöyle bir selamlayıp başlıyorum tekrar koşturmaya :(

Ama o işler. Ah o işler. Bir türlü bitmek bilmiyor.

O kadar koşturma, şu kadar yoğunluk bile bizi arkadaş gruplarımızdan ayıramıyor.


Uzun zaman sonra yine bir Cuma turnuva Günü Post'u ile karşınızdayım :)
En son 7 Eylül'de toplanmıştık. Ve anladık ki bu ara bize çok fazla. Özlemişiz ya Hepsini :D


Ve grubun isteği üzerine yemekleri sevgili ısmarladı ;)



Gecenin sonunda evi toplamama sevgili yardım etti.
Öyle olunca bende çöpü çıkardım.


Bol dayanışmalı bir gün oldu yani :)

Sevgiyle...